|
 |
 |

Alanımıza Giren
Hastalıklar: Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı'nın alanına
akciğerin ve onu çevreleyen
yapıların hastalıkları girmektedir. Akciğerin bir çok hastalığı
bulunmaktadır. Ancak bunlardan bir kısmı "Göğüs Cerrahisi" nin
ilgilendiği hastalıklardır. Tedavisi cerrahi olmayan diğer hastalıklar
Göğüs Hastalıkları Dalı'nın ilgi alanına girmektedir.
Aşağıda, özellikle ülkemizi en çok ilgilendiren ve Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı'mızda yapılan bazı ameliyatlar
hakkında bilgiler bulunmaktadır:
Sigaranın neden olduğu
başlıca hastalıklar
Sigara tüm Akciğer Hastalıklarında, hastalar için şikayetlerini
artırıcı etkiye sahiptir. Üstelik Doğuştan Gelen Hastalıklar ve Kist
hariç tüm diğer Akciğer Hastalıklarının oluşmasında rol oynar. Bu
konuda daha geniş bilgiyi Sigara ve
Akciğer Kanseri yazımızda bulabilirsiniz.
Akciğer Tümörleri
Akciğer'in iyi huylu ve kötü huylu tümörleri bulunabilir. Ne yazikki,
sigara içimine de bağlı olarak, en sık olarak, kötü huylu tümörlerine
rastlanır ki bu tümörlerin bir diğer adı da "Akciğer Kanseri" dir.
Akciğer kanserinde özellikle erken evrelerde cerrahi tedavi yüz
güldürücüdür. Erken evrede yakalanarak uygun bir şekilde tamamen
çıkarılmış bir tümörü olan hastanın, kanserden "TAMAMEN" kurtulması
mümkündür. Yakalanan evre ne kadar küçükse bu olasılık o kadar artar. 1
cm'lik tümörlerde bu oran %90 civarındadır. Bu nedenle, akciğer
kanserini erken yakalamak için, 35 yaşından sonra özellikle sigara içen
HERKESİN YILDA BİR KEZ röntgen çektirmesi, hatta mümkünse 40 yaşından
sonra yılda bir kez göğüs tomografisi çektirmesi uygundur (Tomografi
uygulaması, A.B.D.'de ve birçok batılı ülkede uygulanmamakta, ancak,
Japonya'da uygulanmaktadır. Japonya'da yakalanan akciğer kanserlerinin
yarıdan fazlası ilk evrede yakalanmaktadır. Bu oran A.B.D.'de %15
civarındadır. Ülkemizde ise çok daha düşük olduğu düşünülmektedir)
Akciğer kanserinin ilk belirtileri, hiç geçmeyen uzun süre (1 ay ya da
daha fazla) devam eden öksürük, göğüs ağrısı, neden olmaksızın (diyet
vb) aşırı kilo verme, çok sık akciğer infeksiyonu geçirme, bir süredir
tedaviye rağmen bol balgam çıkarma gibi belirtiler olabilir. Böyle
durumlarda, en kısa zamanda bir göğüs hastalıkları uzmanına başvurmak
gerekir. Bu konuda daha geniş bilgiyi Sigara
ve Akciğer Kanseri yazımızda bulabilirsiniz.
Pnömoni
Pnömoni, bir alt solunum yolu infeksiyonu, daha özgün şekli ile bir
akciğer dokusunun (parenkimi) infeksiyonudur. Yani, akciğer dokusunun
bir bakteri ya da virus ile infekte olmasıdır. Halk arasındaki adı
'Zatüre' dir. 'Bronşit' te bir akciğer infeksiyonu olmak ile birlikte,
bronşit, akciğerlerdeki 'hava yollarının' (bronşlar) infeksiyonudur ve
pnömoniden bu nedenle ayrıdır.
Pnömoni, en sık olarak 'pnömokok' ve 'streptokok' adı verilen
bakteriler tarafından oluşturulur. Tüberküloz mikrobu da pnömoni yapar,
ancak, tüberkülozun yaptığı pnömoninin akciğerlere yerleşimi,
infeksiyonun tedaviye oldukça dirençli olması ve özel ilaçların
(anti-tüberküloz ilaçlar) oldukça uzun süreler kulanılmasının
gerekliliği ile pnömoniler içinde ayrıca incelenir ve hem hasta hem de
tedavi eden hekim için özelliği büyüktür.
Pnömoni, genellikle bağışıklık sistemi tamamen normal olan ve başka bir
vücud direncini kıran hastalığı olmayan kişilerde, pnömoniye neden olan
bakteriyi kişi akciğerlerine -hava yolu ile- alsa dahi oluşmaz. Bu
nedenle, pnömoni en çok, bebekler ve küçük çocuklarda, yaşlılarda, AIDS
gibi hastalığı bulunan kişilerde, ciddi kalp hastalığı olan kişilerde,
organ nakli yapılan ve bu nedenle bağışıklığı baskılayan ilaçlar alan
hastalarda ve ameliyat geçiren hastalarda ortaya çıkar. Burada
belirtilen riski bulunan kişilerde (örneğin yaşlılarda) viral bir
infeksiyon sonrası (örneğin ağır bir grip) da ortaya çıkar. Sigara içen
kişilerde görülme sıklığı içmeyenlere oranla çok daha yüksektir.
Pnömoni, hemen teşhis konulması gereken ve ciddi tedavi gerektiren bir
hastalıktır. Uygun ve erken başlayan bir tedavi ile ortadan kalkar,
ancak, tedavisiz kalırsa ölümcül de olabilir. Amerika Birleşik
Devletleri'nde, en çok ölüme sebep olan hastalıklarda 6. sırada yer
almaktadır.
En sık görülen belirti, uzun süren ve balgam çıkarmaya neden olan
öksürük, ateş, nefes darlığı ve kilo kaybıdır. Bazen göğüs ağrısı,
çocuklarda daha çok olmakla birikte karın ağrısı ve mide bulantısı da
görülebilir. Yukarıda sayılan risk gruplarında, 1 haftadan uzun süren
ve göğüs ağrısının, balgamın ve nefes darlığının bulunduğu kişilerde,
özellikle bir gribin ardından ortaya çıktı ise süphelenilerek hemen bir
hekime başvurulmalıdır.
Teşhis, muayene ve göğüs röntgeni ile konulur. Neden olan bakteri ya da
virus(çok nadir olarak) 'kültür' yapılarak saptanır. Uygun
antibiyotiklerin en az 15-20 gün kullanılması ve bu sırada mutlak
ilgili uzman hekimin takibi gerekir. Uzun süren, tekrarlayan ya da
tedavi olmayan pnömoniler, akciğerde bazı başka hastalıkların da
bulunabileceği anlamına gelebilir. Bu nedenle, gelişigüzel yetersiz ya
da fazladan antibiyotik kullanımı yapılmamalı, ülkemizde çok sık olarak
yapıldığı gibi 'öksürüğe, öksürüğü azaltan şurup verilir' şeklinde bir
düşünce ile sürekli öksürüğü azaltan ilaçlar alınmamalıdır. Çünkü
öksürük, vücudun bir savunma refleksidir ve amacı, akciğerde birikmiş
olan ve içinde doku parçaları ve bakterileri bulunduran mukusu (balgam)
dışarı atarak, hastalığın geçmesine yardımcı olmaktır. Bu nedenle
hastalıkta verilen şuruplar öksürüğü kesen değil, tam tersine, öksürüğü
kolaylaştıran ve balgamı yumuşatarak daha kolay çıkmasını sağlayan
'ekspektoran' şuruplardır.
Tam ve yeterince tedavi olmayan pnömoniler, tekrarlayabilir ya da
'bronşiektazi', 'akciğer apsesi' ya da 'ampiyem' gibi tedavisi çok daha
zor ve hastada sekellere neden olabilen komplike hastalıklara neden
olabilir.
Gerekli ve yeterli süre yapılan bir tedavi ile pnömoni, hiç bir iz
bırakmadan 1 ay içinde tamamen kaybolur. Akciğer röntgeni ise, 2 ay
kadar sonra tamamen sağlıklı bir akciğeri gösterir. Çünkü, akciğer,
hasta tamamen kendini iyi hissetse bile 1 ay kadar süre daha içerideki
mikropların öldüğü sıvıları temizler ve kendini onarır.
Tüberküloz (Verem) ve
Akciğer'in Diğer İltihaplı Hastalıkları
Akciğerin iltihaplı hastalıkları (Bronşit, zatüre vb), çoğunlukla,
uygun tıbbi tedaviler ile tamamen ortadan kalkabilen hastalıklardır.
Ancak, kişinin, bağışıklık sisteminin zayıfladığı durumlarda, ya da
doğuştan akciğerde veya solunum sisteminde süregelen bazı hastalıklarda
(kistik fibrosis, astma vb) bu infeksiyon hastalıkları, çok uzun
sürebilir ya da çok sık tekrarlayarak, akciğerin düzelemeyecek bir
şekilde bozulmasına yol açabilir. Bu gibi durumlarda ameliyat gerekir.
Bu tip hastalıklara verilebilecek, en sık rastlanan örnek
"Bronşiektazi" dir. Tüberküloz (verem) hastalığı ise, vücudun her
yerinde gözükebilen bir iltihabi hastalıktır. Hastalığa "Mycobacterium
tuberculosis" adında bir bakteri neden olur. Vücudda en sık
akciğerlerde olur. Genelde vücud direnci düşmüş kişilerde, en sık
olarak kötü ve dengesiz beslenen kişilerde görülür. Uygun tedavi ile
tamamen iyileşebilir. Üstelik, tüm ülkemizde, köylerde dahil, verem
ilaçları herkese ücretsiz verilir. Ancak, verilen tedavi düzenli
uygulanmazsa (ki genellikle 6 ay ya da 1 yıl düzenli tedavi gereklidir)
tüberküloz mikrobu akciğeri telafisi olmayacak bir şekilde "bozar". Bu
durumda cerrahi tedavi kaçınılmaz olur. Tüberküloz için yapılacak en
iyi davranış, uygun aşılamaları yaptırtmaktır. Hastalığın saptanması
durumunda ise, verilen tedaviyi aksatmadan uygulamak çok önemlidir.
Yazının 2. sayfası için: Akciğer
Hastalıkları, 2. sayfa
|
|
|